11 Aralık 2012 Salı

"Proleterya Diktatörlüğü" kavramı üzerine




GELECEĞİN DÜNYASI İÇİN "PROLETERYA DİKTATÖRLÜĞÜ" BUGÜNKÜ ANLAMDA BİR DİKTATÖRLÜK MÜDÜR?

Basitçe Marxism'in ana ilkelerine dönelim:

1)    FELSEFİ İLKELER:
a.    "Akış": Geleceğe doğru değişirlik, gelişirlik (Herakleitos'dan), yani "diyalektik"!..

b.  “Bilimsellik”: Yeni ortaya çıkacak verilere, koşullara uygun olarak “bilgi”nin, değişebilirliği, gelişebilirliği!.. (Aydınlanma etkisi: bilgi, metafizik yöntemle elde edilmeye çalışılan, değişmez bilgi arayışına karşı, değişmez değildir – tanrısal bilgi yoktur!.. Yeni deneyler ve gözlemler bilgiyi değiştirir, geliştirir!..)

c.    “Kuram (Teori)”: Tarihsel akışın, dolayısıyla geleceğin anlaşılabilmesi için nasıl geliştiğini anlamak gerekir. Geleceği kendi aklından kurmaya çalışmak ütopik sosyalistler tarafından metafizik yöntemle oluşturulmuştur. Aynı hataya düşmemek için toplumsal gereksemeleri doğru olarak değerlendirmek gerekir. Toplumların tarihini doğru anlamak ve akış doğrultusunda geleceği doğru tahmin etmek, çözümleri bu doğrultuda oluşturmak gerekir. Bu da bir “kuram” gereğini ortaya çıkarır.

d. “Eylem (Pratik)”: Kurama uygun olarak uygulanan politikalardan alınan sonuçlar, toplumsal gerekesemelerin yönlendirmesi ile yapılan uygulamalar...

e.   “Kuram-Eylem ilişkisi”: Birbiri ile ilişki içindedir. Eylemden gelen veriler kuramın mantığı içinde ele alınır ve kuram, mantığı da içinde olmak üzere, bu yeni duruma göre değişebilir, gelişebilir. Bu tutum, “bilimsellik” ilkesinin özel alandaki uygulamasıdır.

2)    SOSYOLOJİK İLKELER

a.    “Sosyal Sınıflar”: Üretimi oluşturan “Doğa”, “Sermaye” ve “Emek”i elinde tutan toplum parçalarını belirler. Bunlar sırasıyla “Aristokrasi”, “Burjuvazi” ve “Proleterya”dır. http://omer-tuncer.blogspot.com/2007/11/sosyal-snflar-kltrler-ak-kuram-ve.html

b.  “Ütopya” ya da “Gelecek özlemi”:  Metafizik yöntemle, yani yalnızca “düşünerek” yeni toplumların nasıl olması gerektiğinin bulunması yerine bilimsel yöntemle çözümlerin bulunması yolunda ağırlıklı çalışmalar yapmak Marxist bilim insanlarının görevidir.

c. “Proleterya Diktatörlüğü”: “Diktatörlük”, Proleterya’nın kendinden önceki sınıfların varlığında onları kendi egemenliğine alması değil, toplumsal akış doğrultusunda bütünüyle ortadan kalkması ve kendi kendini yönetir hale gelmesidir. Bu durumda “yöneten” ve “yönetilen” aynı sınıf olacaktır.

d.    “Tek sınıflı demokrasi” ya da “Sınıfsızlık”: Her sosyal sınıf, kendinden önceki sınıfın üretime katkısı doğrultusunda onun elinde bulunan üretim elemanını kendi katkısı haline getirmenin yolunu bulur ve üretimde özel bir yapı olma gereğini ortadan kaldırır. Bu durumda Aristokrasi’nin elinde bulunan üretim elemanı olan “Doğa”, Burjuva egemenliğindeki toplumlarda “sermaye” durumuna dönüşmüş ve Aristokrat sınıfın varlık nedeni ortadan kalkmıştır. Aynı doğrultuda, gelecekte, “sermaye”nin “Proleterya” tarafından ortadan kaldırılacağı ve bir tür “Emek”e dönüşeceği öngörülür. “Doğa”nın ortadan kalkması ile Aristokrasiye olan gereksinimin de ortadan kalkması gibi “Sermaye”nin de ortadan kalkması ile Burjuva sınıfının da gereğinin kalkacağı düşünülür!.. Bu durumda “tek sınıflı”, yani “sınıfsız” toplumlara geçilmesi Marxism için temeldir (“sermaye”nin “toplumsal emek”e dönüşmesi “devlet” olmayan –dahası anti-devlet- “kamu” kavramının gerçekleşmesi ile olgunlaşacaktır).

e. “Devlet”, “Kamu” mudur?  “Devlet”, Aristokrat toplumların “kul”larını yönetmesi için gerekli olan ve kullanılan baskı sisteminin adıdır. Bu bağlamda, “sermaye”yi “emek”e dönüştürmesi düşünülebilecek “kamu” kavramı yerine “devlet”in kullanılması, bugüne değin, Marxism’in uygulanmasındaki en büyük yanlışlık olmuştur. “Dün”den kimi kurumları alarak “kamu” yerine kullanmak değil, yeni gereksinimleri karşılayacak ve sınıfsız toplumun tam egemenliğinde gelecek bir “kamu” sistemini yeniden oluşturmak gerekmektedir.

f. “İnsanın akışa katkısı” İnsanın önündeki sorunların çözümünde dünün çözümlerine dönme kolaycılığına kapılması doğaldır. Bu tutum, “tutuculuk / conservatisme” ya da daha geniş bir açıdan bakarak, “sağ” olarak nitelendirilir. Yapılması gereken, yeni sosyo-kültürel yapının ortaya çıkması ve bir önceki sınıfın doğası gereği kendi içinden çıkan (diyalektik) sorunların çözümünü geleceğin toplumsal yapısıyla çözecek yeni politikaları bulmak, uygulamaktır.

Hiç yorum yok: